Turkiye Piramit Enerjisi Platformu
  INSRAMIT
 
AHMET CAN

-İnsramit Yazı dizisi-

Piramitler

Ramtha'ya gore Misir'daki Giza piramidi 34,000 sene once ilk Misir firavunu Ra-Ta-Bin tarafindan kuruldu. Misir medeniyetini kuranlar Afrikadaki Watusi kabilesindendi. Watusiler bugunku Masailerle ayni kabiledir. Masailer telepati ve astral seyahat gibi psisik kabiliyetleriyle taninirlar.

35,000 sene once yikilan Atlantis medeniyetinde piramitler lazer isinlarinin uzerinde seyahat eden uzay gemilerinin navigasyonu icin kullanilirdi, ve tahtadan yapilirdi. Giza piramidinin yapimi icin Atlantis ve uzay teknolojisi kullanildi. Taslar lazer ile kesilip "antigravity" (yercekimini yok edici) teknolojisi ile yerine oturtuldu, ve yapim 2.5 senede tamamlandi. Ramtha'ya gore antigravity bir cismin enerji frekansini yukseltmek icin kullanilan ve ABD hukumetinin gizlice uzerinde calistigi basit bir tekniktir (Nevada'daki 51'inci Bolge ?). Cunku sadece polarize enerji frekansi, yani pozitif-negatif parcaciklardan olusan madde ve elektromanyetik enerji, yercekimine tabidir.

Piramit, anlami "ortadaki ates" olan ve dunyanin ekseni etrafinda donerken meydana getirdigi sentrifugal enerjiyi toplayan geometrik bir sekildir, bir amplifikatordur. Bu sebeple piramit manyetik kuzey-guney degil, gercek kuzey istikametinde hizalanir. Ramtha'ya gore bu enerji elektrik ve elektromanyetik frekanslarin uzerindedir (Bunu ben kendi piramidim icinde deneyimleyebiliyorum. Pusula tamamen sasiriyor, bazi seviyelerde tamamen ters donuyor). Atlantisliler piramitlerle lazer isinlari icin kullandiklari kristallerin gucunu arttirirlardi.

Piramit ayni zamanda insanin enerji bedenini ve Tanrisal kaynagini temsil eden bir semboldur. Ramtha'ya gore firavunun amaci insanlara nereden geldiklerini hatirlatan bir abide yapmak, ve uzayin her kosesiyle iletisim kurmakti. Piramitteki enerjiinin en yogun oldugu yer Kral Dairesi olarak bilinir. Giza piramidinin her tarafi Sudan'dan getirilen Lapis Lazuli ile kapliydi, ve kapak tasi, ortasinda bir kristal olan altindandi. Ramtha'ya gore buna benzer baska bir piramit Turkiyede, Agri Daginin yakininda ve topragin altindadir, ve depremler sonucu ortaya cikarilacaktir.
 Bütün uygarlıkların enerji gereksinimi vardır. Hiç enerji kullanmayan bir toplum düşünülemez. Uygarlık düzeyi ilerledikçe, başka bir deyişle teknoloji geliştikçe, enerji kullanımı da artar. Eğer gerçekten 10-15.000 yıl önce ileri bir uygarlık olsaydı, mutlaka geniş çapta enerji kullanmış olması gerekirdi. Ve Chris Dunn 1998 yılında yayımlanan The Giza Power Plant adlı kitabında bunun doğru olduğunu ve Büyük Piramidin aslında bir enerji dönüşüm santrali olduğunu iddia ediyor. Dunn, Büyük Piramidin, dünyanın jeolojik titreşim enerjisiyle rezonansa girerek bu enerjiyi kullanılabilir biçime dönüştürecek şekilde tasarlanmış dev bir akustik yapı olduğunu söylüyor.
Chris Dunn'ın tezine özetle bakacak olursak: "Dünya küresi elektromanyetikten nükleere, mekanikten kimyasala kadar her çeşit enerjiyle yüklüdür, bir bakıma dünyayı dev bir dinamo gibi görebiliriz. Enerji titreşimdir ve her enerjinin bir frekansı vardır. Örneğin dünya ile çevresindeki iyonosfer, troposfer ve manyetosfer katlan arasında oluşan 'elektromanyetik boşluk' (elektromagnetic cavity) enerjisinin temel frekansı 7.83 Hertz, harmonikleri ise 14, 20, 26, 32, 37 ve 43 Hertz'dir."
"Bu enerjiler dünyanın yapısında yer alan "piezoelektrik" maddeler üzerinde etkili olur ve ses dalgalan üretilir Örneğin içeriğinde kuvars olan granit kayalarda bu etkiyi yapar. Ancak bu dalgalar ultrasoniktir, yani duyulabilen ses sınırının üstündedir ve doğrudan kullanılabilir halde değildir. Başka bir deyişle, bir dönüşüm gereklidir."
Buraya kadar Dunn'ın tezinin bilimsel gerçeklere uygun olduğunu görüyoruz.Özetle, dünyanın jeolojik yapısı içinde oluşan enerjiyi kullanılabilir bir biçime dönüştürürsek, çok güçlü ve sürekli bir güç kaynağı elde edebiliriz!yoruz
 
 
 
Asıl soru burada çıkıyor; 10-15.000 yıl önceki bir uygarlık bunu yapabilir miydi? Bunu yanıtlamadan önce tekrar Dunn'ın dediklerine dönelim:
"Temel frekansları (veya harmonikleri) aynı olan iki cisimden birindeki titreşim öbürünü de titretir, hatta yükseltici (amplification) bir etki yapar. Yani ikinci cisim birinciden aldığı enerjiden çok daha fazlasını üretebilir. Bunun adı rezonanstır ve kontrol edilmezse, büyük felaketlere yol açabilir.
"Dünyanın jeolojik enerjisini alıp kullanmak için kontrollü bir rezonans ortamı yaratmak gerekir. Bunun için de, dönüşüm santralinin dünyanın temel frekansıyla aynı olması gerekir. Bu da yetmez, başlangıçta santralde titreşimi başlatacak bir 'ilk hareket' enerjisi verilmesi gerekir. Bu yapıldıktan sonra santral Dünya'ya çok az bir enerji verecek ama karşılığında çok daha fazla enerji alacaktır."
Fiziksel olarak bu da doğrudur. Ancak bir sorun var; eğer Büyük Piramit Dunn'ın dediği gibi bir dönüşüm santraliyse, yaklaşık 5.3 milyon ton ağırlığındaki kitlesine söz konusu ilk hareket nasıl verilir? Ünlü bilim adamı, fizikçi ve kaşif Tesla'ya göre bu kolay; 1935 yılında bir basın toplantısında New York'daki Empire State binasını yıkmak için ne kadar güç gerekir diye sordukları zaman "Birkaç librelik güç yeter. Eğer uygun bir titreşim cihazını (oscillator) taşıyıcı kolonlardan birine bağlar ve binanın doğal frekansında çalıştırırsanız, bina rezonansa girer ve bir süre sonra yıkılır" demişti.
 
  Bugün 9 ziyaretçi (33 klik) kişi burdaydı! Copyright Mert Suslu - www.mertsuslu.com - - www.mertsuslu.tr.gg - - www.mertsuslu.net.tc -  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol